19 Mayıs 2016 Perşembe

KARADENİZ POLİTİKAMIZ

Türkiye’nin Karadeniz politikası “NATO Karadeniz’e girmesin” değildir ve önceden de olmamıştır. Zaten Kıyıdaş ülkelerden Türkiye, Romanya ve Bulgaristan’ın NATO ülkesi olması, Ukrayna ve Gürcistan’ın da NATO ortaklarından olması başlı başına bu yanlış düşüncenin doğasına aykırıdır.
Türkiye'nin geçmişteki politikalarıyla ters tutumlara girmemelidir;
- Karadeniz’in esas sahipleri buranın kıyıdaşlarıdır. Buranın kaderine yönelik verilecek kararlar başta kıyıdaşların olurundan geçmelidir.
- Bölgenin Euro-Atlantik güvenliği için önemi nedeniyle, NATO-AB ile de iş birliği içerisinde faaliyetler yürütülmeli, bölgedeki gelişmelere ve deniz trafiğine yönelik bilgiler başta NATO olmak üzere ilgili küresel/bölgesel aktörlerle paylaşılmakta ve buna devam edilmelidir.
- Ancak, bölgedeki kutuplaştırmayı artırıcı, kıyıdaş bir ülkeyi hedef alan veya tahrik eden, daimi oluşumlara NATO komutası altında denizde varlık gösterebilecek görev güçleri kurulmamalıdır.
- Bölgede halihazırda Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik girişimleri, askeri faaliyetlerini ve modernizasyon gayretlerini artırmasıyla yaşanan güvensizlik ve istikrarsızlığın nihai olarak tekrar bölge ülkelerinin kendi aralarında anlaşması veya birbirlerini ikna ederek çözmelidirler.
- Bu esnada, tabi ki diğer ihtimallari de dikkate almak gerekiyor. İstikrarı bozan Rusya’nın askeri gücüne karşı önlemler alınması çerçevesinde İttifak üyeliğinden kaynaklı sorumluluklar yerine getirilerek, muhtemel tehditlerden korunma anlamında özellikle Kara/kıyı bölgelerinde NATO desteğiyle birlikte ilave önlemler alınmaya devam edilmelidir. Bu önlemler hiçbir zaman Rusya’nın daha da agresifleşmesi için kullanılmamalıdır. Denizden NATO birliklerinin bölgede varlık göstermesi Montrö Sözleşmesinin süre, tonaj ve amaç sınırlamaları çerçevesinde gerçekleştirilmeli, Sözleşmenin limitleri zorlanmamalıdır.
- Bölgede mevcut bölgesel iş birliği mekanizmalarının iş birliği ruhundan istifade edilmelidir. Bunları daha da etkin hale getirerek, ya da  ilave kapsayıcı iş birliği önerileri de teklif edilerek yolumuza devam edilmeli, NATO unsurlarıyla çeşitli aktiviteler vb. yapılması planlanmalıdır.
- Tabi ki bu işbirliği ruhu devam ederken Türkiye yakın gelecekte kapsamlı çatışmalara hazır olma potansiyeli bulunan Rus tehlikesinin de farkında olarak milli seviyedeki askeri kabiliyetini geliştirmek durumundadır.

1 yorum: